Kısaca kendinizden ve ailenizden bahseder misiniz? (Nerede yaşıyorsunuz? Kaç çocuğunuz var? Kaç yaşındalar? Ne kadar süredir denizlerdesiniz?)
1970 İstanbul doğumluyum. Aslen Kayseriliyim. 1988 yılından beri ticaret ile uğraşıyorum. 3 çocuğum var. En büyük oğlum Ahmet Salih 24 yaşında, diğer oğlum Aras 3, kızım da 14 yaşında. Meraklı ve tutkulu bir insanım. Gezmek ve yeni yerler keşfetmek beni hep heyecanlandırmıştır. Tüm kurtarıcı fikirlerimi ve hayatımı değiştiren kararları gezdiğim yerler de kaybolarak bulduğumu söyleyebilirim. Deniz de yaşama olan bağlılığıma da bu özelliğime borçluyum, kendimi uçsuz bucaksız bir keşfe bırakıyorum, doğa ile uyumu yakalayarak enerjimi dengeliyorum.
Teknenizle ilgili bilgi verir misiniz? (Modeli, nerede bağlı, kaç metre, kaç kamara vb.)
Yeni tutkumuz Katamaran, Bali katamaran 3 kamaralı 48 ft lik teknemiz temmuz ayında geliyor. Şu anda Hanse 505 yelkenli tekneyi kullanıyoruz. 50 ft’lik, 3 kamaralı. Marmariste bağlı.
Çocuğunuza deniz, tekne sevgisini kazandırmak sizin için neler ifade ediyor?
Aslında tekne sevgisini çocuklarım bana kazandırdı. Oğlum Ahmet Salih tam bir deniz tutkunu, onun denize olan sevgisi tüm aileyi beraberinde tekne de yaşama sürükledi. Başlarda aktivite olarak yaptığımız tekne turları bizim için bir yaşam tarzı olmaya başladı. Bu ailemiz için önemli bir gelişmeydi, hiç bilmediğimiz bir hayatı öğrenmeye koyulmuştuk, tekne de elimizden ne iş geliyorsa yapıyor, sürekli gelişmelere ve aksiliklere karşı çözümler üretiyor, yeni bir hayatı hepimiz birlikte deneyimliyorduk. Ailem ile yaşadığım güç birliği şüphesiz benim için çok şey ifade ediyor.
Teknede beraber geçirdiğiniz en keyifli anlar hangileri? Unutulmaz bir anınız var mı?
Hemen hemen bütün anılarım güzeldir diyebilirim. En güzel yanı el değmemiş koylarda ailem ve dostlarım ile birlikte geziyoruz. Ben adrenalin seviyorum, ancak bu enerjimi katıldığımız yarışlarda ortaya çıkarıyorum. 2018 ve 2019 yıllarında ‘’cpm&palamut sailing team’’ olarak birçok yarışa katıldık ve 1.lik ödülleri aldık. Genel olarak tekne de daha sakin geçiyor vaktimiz. Kitap okuyoruz, yüzüyoruz, sohbet ediyoruz, teknenin teknik işleri ve temizliği ile ilgileniyoruz. Zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz bile, tüm zamanımız keyifle akıp gidiyor.

Denizin baba çocuk ilişkinize nasıl bir katkısı olduğunu düşünüyorsunuz?
Günlük hayat akışında ki iş yoğunluğu, koşuşturmaca, trafik ve birçok nedenden dolayı birbirimiz ile çok da kaliteli zamanlar geçiremiyor olabiliyoruz. Deniz de olduğumuz zaman tüm bu kargaşadan uzak oluyoruz, mavinin ruha güç veren etkisi, rüzgârın esintisi, doğa ile iç içe oluşumuz birbirimize daha pozitif yaklaşmamızı sağlıyor, duygu, düşünce ve eylemlerimizi daha huzurlu paylaşıyoruz. Mesela denizde olduğumuz süre de dertleştiğimiz de ya da bir fikir alışverişinde bulunduğumuzda daha özgür ve samimi konuşmalar yapabiliyoruz.
Teknede baba olmanın getirdiği ekstra sorumluluklar var mı? Neler
Denizi, kuralları iyi biliyor olmak çok önemli. Ve tabi doğa ile uyumlu yaşamayı becerebilmek. Bir baba olarak öncelikle çocuklarımın doğaya karşı saygılı olmalarını ve doğayı kucaklamalarını istiyorum.
Çocukla tekne yaşamına alışma süreciniz nasıl geçti? Çocuğunuzun alışması için artı bir çaba gösterdiniz mi, nasıl karşıladı ortamı? İstekli olmadıysa nasıl sevdirmeye çalıştınız?
Oğlum Ahmet Salih hepimizden daha meraklıydı tekneye. Onun ilgisini çeken bu yaşam tarzını öğrenmek beni ve eşimi çok fazla heyecanlandırıyordu. Çok hızlı bir adaptasyon sürecimiz olduğunu söyleyebilirim. Heyecanlı, tutkulu ve azimli olmamız birbirimiz üzerinde itici güç oluşturdu. Diğer çocuklarım da çok ufak yaşlarda tanıştılar deniz ve tekne hayatı ile. Daha 3 aylıkken Aras ile uzun bir yolculuk geçirdik, kızım da kısa kısa yaptığımız tekne tatilleri sonucunda yaz aylarını global sailing kampında geçirmeye başladı.
Teknede çocuğunuzun görev paylaşımına katkısı, yaşam koşullarına hakimiyeti nasıl?
Genel olarak ben ve jenarasyonum için şunu söyleyebilirim; hayatın karşımıza çıkardığı zorluklar ve güçlü sorumluluklar ile başa çıkmayı çok erken yaşlarda öğrendik. Bu dönemde çocukların okulu bitirmesi bile yolun yarısını buluyor, bu sebeple bazı hayati kavramların ağırlığı ile geç yaşta tanışabiliyorlar. Deniz de tekne de yelken de bir hayat, beraberinde güçlü sorumluluklar getirir, öncelikle ekip olmayı öğrenirsiniz, rüzgarla, dalgalarla mücadele edersiniz ve tam bu anda hayatınıza yön verecek hızlı kararlar almanız gerekir. Herkesi ilgilendiren kritik kararları hızlıca düşünmeniz ve eyleme koymanız gerekir. Her an deneyimlemediğiniz bir iş ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Tüm bu süreçlerin içine dahil oldukları için tekne de bir hayat paylaşımı, oğlum Ahmet Salih ve diğer çocuklarımda sorumluluk alma, kendi başına karar verme ve yardımlaşma özelliklerini geliştirdiğini söyleyebilirim.
Çocuğunuzun şu an tekne yaşamına bakış açısı nasıl? Sizinle ortak hisleri paylaşıyor mu bu konularda? Büyüdükçe neler değişti?
Teknede yaşam ailem için kendiliğinden gelişen bir süreç oldu. Öncesinde sık sık tekne tatilleri yapıyorduk. Denizde olmak, tekne de olmak bizi hep motive ediyordu. Tekne hayatına geçmeden neredeyse her yıl farklı bir tekne de yeni bir manzara ile tanışıyorduk. Sonrasında oğlum Ahmet Salih’in tutkusu ve tüm ailemin yeni bir maceraya atılma hevesi bizi tekne de bir yaşama sürükledi. Zaman geçtikçe yaşadıkları tekne hayatını daha da sahipleniyorlar, doğanın gücü kendilerinde öz güven hissi uyandırıyor.