Capital Dergisi Tarafından Düzenlenen Türkiye’de En Çok Bağış Yaparak Bağış Kültürüne Katkıda Bulunan İş İnsanlarının Belirlendiği ‘ Gönlü Zengin 50 İş İnsanı’ Araştırmasında Palamut Group ve Cpm Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı Recep Palamut 29. Sıraya Yükseldi.
CAPITAL DERGİSİ – GÖNLÜ ZENGİN İŞ İNSANLARI ARAŞTIRMASI
YANITLAYAN: PALAMUT GROUP YÖNETİM KURULU BAŞKANI RECEP PALAMUT
2019-2020’de bağışlarınızda odaklandığınız alanlara neden odaklandınız?
Özellikle sert kış şartlarının hâkim olduğu Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde çocuklarımız okumak için inanılmaz mücadele ediyorlar. Sorunların çözümü için devletimiz her ne kadar elinden geleni yapsa da özel sektörde faaliyet gösteren bizlere de büyük sorumluluklar düştüğü inancındayız.
Bu bölgede yaşayan çocuklarımız eğitim eşitsizliği, temiz su ve kıyafet gibi sorunlarla mücadele ediyorlar. Tüm bunların yanında kitap bulamama, yazıcı, projeksiyon, jeneratör gibi tamamlayıcı materyallerin olmayışı, kütüphane ve yemekhanelerin kullanıma elverişsiz oluşu gibi sorunlar eğitim süreçlerini de oldukça zorlaştırıyor. Doğu ya da batı ayrımı olmaksızın ülkenin dört bir yanında zor şartlar altında yaşayan ve tek istekleri okullarına devam etmek olan çocuklarımızın hayallerine kavuşmalarını sağlamak ve hayatlarını kolaylaştırmak amacıyla 2016 yılında “Eğitim İçin Her Şey” projesini hayata geçirdik.
Hayata geçirdiğimiz projemiz ile farkında olmadan bir şirket kültürü de geliştirmiş olduk. Birbirimizi daha yakından tanıyor, ortak paydamız olan “eğitim” desteğimiz için hepimiz çocuklarımıza rol model olmak amacı taşıyoruz. Okullarda sınırlı zaman diliminde gerçekleştirdiğimiz buluşmalar aslında kendimizle yüzleştiğimiz anlara dönüşüyor. Gelecek nesillerin düşüncelerine, hedeflerine, hayallerine ortak oluyoruz. Bu yaklaşım ile daha dinamik ve üretken bir yapının parçalarını tamamlıyoruz.
Öngörülemeyen afet ve toplumsal olaylar için bağış stratejiniz var mı?
Bir afet ya da toplumsal olay karşısında ki en önemli strateji; Toplumsal algılara yön veren ve geleceğe rol model olan kurumsal sosyal sorumluk çalışmalarımızın insan eksenli ve doğa ile bütüncül olmasıdır.
Yakın zamanda tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs krizini ele alacak olursak, doğanın korunması ve daha adaletli bir yapının inşa edilmesi için tüm insanlık tarafından ciddi bir ön uyarı olarak görülmelidir. Ülkeler, kurumlar ve bireyler bundan sonra daha çok teknolojik araç ve gereçler kullanarak eğitim, üretim ve sosyal yaşama yer vermeye yöneleceklerdir. Ancak bu tür bir yaklaşım, sorunu çözdüklerine inanmaları yanılgısına yol açacaktır. Böylece daha çok teknoloji, daha çok içe kapanma eğilimi ön plana çıkacaktır.
Oysa sorun evde kalmak, evde çalışmak, telekonferans veya interaktif yöntemlerle kendini donatmakla çözülemeyecek kadar ciddi boyutlara ulaşmaktadır. Bu açıdan doğayla barışık bir yaşam için bilimden sanata, üretimden tüketime kadar her alanda kalıcı çözümler geliştirilmeye başlanılmalıdır. Çevre tahribatına yol açan, doğayı yok eden, hava ve çevre kirliliğine sebebiyet veren, insanları ve doğada serbest yaşayan hayvanları yerleşim yerlerini terk etmeye zorlayan ve dolaysıyla dünya nüfusunun sağlığını tehlikeye sokacak her türlü askeri, siyasi ve ekonomik faaliyetlerin tamamı; barışçıl, sürdürülebilir, çevre dostu hedefler doğrultusunda yeniden şekillenmelidir. Doğayı temel alan kalıcı çözümler, insanlık adına yaşanacak travmatik hayatların önüne geçecektir. Dünya ekseninde yaşanan koronavirüs krizinde Palamut Group ve bünyesindeki işletmelerde yaptığımız kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında devletimize nakit yardımında bulunduk. Ancak bir afeti ortadan kaldırmanın sürdürülebilir çözümünün insanlığı ve doğayı temel olan konular olduğuna inanıyoruz ve bu yönde çalışmalar yapıyoruz.
2019’da ne kadarı öngörülemeyen bağışlardı? Yüzde olarak verebilir misiniz?
Dünya olarak doğal afetleri ve toplumsal sorunları yerele indirdiğimizde daha etkili çözümler üretebiliyoruz. Başta Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde olmak üzere dünyanın dört bir yanında eğitime verdiğimiz destek kapsamında öngörülen yüzde 80 öngörülemeyen yüzde 20’lik oranda bağışta bulunduk. Bu biraz da bölgede ki sesinizi ne kadar duyurabildiğinizle de alakalı, bölgede ki ihtiyaç sahipleri ve bu kişilere destek olmak isteyen bireyler yapılan çalışmaları duydukça daha farklı ihtiyaçlar ortaya çıkıyor ve bizler de gücümüz yettiğince hepsine destek olmaya ve onların sesi olmaya devam ediyoruz.
Bu bağışların içeriğinden bahsedebilir misiniz?
2016 yılında Şanlıurfa’da başladığımız “Eğitim İçin Her Şey” projesiyle; bugüne kadar 450 okul ve 300 bin çocuğa ulaşarak önemli bir başarıya imza attık. 41 açılan su kuyusu ve 190 öğrenciye verilen burs sayesinde ise hayata 1-0 yenik başlayan çocukların toplumsal dayanışma ve yardımlaşmayı yaşayarak öğrenmelerini sağladık. 65 bin kışlık ayakkabı, 26 bin kışlık kıyafet, 100 bin öğrenciye kitap, 35 okul tadilatı, 78 okul temel araç gereç yardımı ile 2019 yılını tamamladık. Proje kapsamında önümüzdeki 3 yıl içinde 600 okul ve milyonları aşkın öğrenciye ulaşmayı hedefliyoruz. Tüm bu çalışmalarımızın yanında Nijer’de açtığımız su kuyusu sayısı 112’yi geçti. Yapımına başladığımız hastanemiz ve üretim destekli tesisimiz ile bölgenin sağlık sorununa ve üretim kapasitesine çözüm üretmeyi hedefliyoruz.